Seyyid İbrahim Hakkı El-Mekki Hazretleri
Büyük dedelerinden olan Şeyh Seyyid Muhammed el-Kutup Hazretleri tarafından kurulan ve “Evliyalar Köşkü” olarak bilinen Medrese-i Köşk’te büyüdüler. On üç yaşına kadar babası Şeyh Seyyid Muhammed Bahaeddin hazretlerinden temel ilimler ve sarf, nahiv gibi ilmî dersleri okudular. Teberrüken, Binâ kitabının başlangıcını ve bu diyarda okunan son kitap olan Cem’ul Cevâmi’nin başlangıcını, melek ruhuyla tanınan, zamanın büyük allâmesi, babasının üstadı Şeyh Müşerref hazretlerinden ders olarak okudular. Daha sonra muhterem babasının tavsiyesi üzerine evliyalar diyarı olan Tillo’ya gittiler. Orada zamanın en büyük ulemasından olan Şeyh Burhaneddin hazretlerinin derslerine devam ettiler. Zahirî ilim icazetini alıncaya kadar orada bulundular. Ancak bu müddet içerisinde, bir seneye yakın, fıkıh deryası olarak tanınan Molla Muhammed Şerif el-Âmedi’den fıkıh, tefsir ve hadis dersi aldılar. İcazet aldıktan sonra evliyaların aşkı ve hasretiyle diyar diyar dolaşıp onları ziyarette bulundular. Medine-i Münevvere’deki Câmiatü’l İslâmiyye’de (İslami İlimler Fakültesinde) bulunan ve akrabası olan, fakültenin profesörlerinden Dr. Seyyid Câfer el-Berzenci’den ahlak ve tasavvuf dersleri aldılar. Şeyh Zekeriyya el-Buharî hazretlerinin hadis derslerine de sabah akşam katıldılar. Ayrıca kendisinden şifahi bir icazetle İmam-ı Buhari’ye ait olan El-Edebü’l Müfred kitabının icazetini aldılar. Oradan Mekke-i Mükerreme’ye geçip Seyyid Muhammed Alevî el-Mâlikî maiyetinde yine hadis derslerine devam ettiler. O zattan da hem şifahen hem de yazılı olarak Usûlü’l Hadis ve hadis ilminin icazetini aldılar. Ezher’de Külliyât-ı Usûli’ddin ve aynı zamanda bu fakültenin dekanı Dr. Abdussabur Şahin’den akâid ve kelâm dersi aldılar. Oradan Şam’a geçip Dr. Said el-Bûtî’den (Şam İlahiyat Fakültesi Dekanı) ahlak ve dinî terbiyeler ve İslami felsefeyi ders olarak aldılar.
Zaman zaman Şam’da bulunan Emevî Camii’ne gidip Hanif-i Sagîr (Küçük Hanifî) olarak tanınan Şeyh Abdurrezzak el-Halebi’den Tefsir-i Taberi ve Hanefi fikhından İbn-i Âbidin’i ders olarak aldılar. Orada tanınan meşhur ulemadan ve evliyadan da istifade ettiler ve memleketlerine dönüp ilim hizmetinde bulundular. Daha sonra zamanımızın büyük âlimlerinden, soyca en şereflilerinden, Habib Ebubekir El-meşhur ve Habib Ömer el-Ceylani hazretlerinden usulü hadis, usulü fıkıh gibi tüm fıkıh ve hadis kitaplarının icazetini almışlardır. Aynı zamanda Seyyid İbrahim el-Ahsâi hazretlerinden de tüm hadis kitaplarının icazetini almışlardır. Manevi terbiyeyi, zamanın sultanı olan Seyyid Muhammed Râşid hazretlerinden aldılar. Ve ardından onun çok sevdiği halifesi, büyük âlim, kâmil mürşid, Kutbu’r Rabbanî olarak bilinen Sultan Reyhanî Seyda Muhammed el-Konyevî hazretlerinden... Ve sonra ondan manevi icazeti ve irşat iznini aldılar.
Seyyid İbrahim Hakkı hazretlerinin ana hatlarıyla hayatı bu şekildedir. Fakat burada kâğıda dökmekte kifayetsiz kalacağımız asıl hayat hikâyesi tabii ki iç âleminde, ruhta...
SULTAN VELED ÖZAY
Seyyid İbrahim Hakkı Hazretlerinin oğlu olan Sultan Veled Özay 1994 yılında dünyaya gelmiş, küçük yaştan itibaren dini ilimlere merak salmıştır. İlim hayatına birçok ilimden icazetli babasının yanında başlamış, daha sonra Tillo’da devam etmiştir. Beş yıla yakın Tillo’da farklı ilimleri tahsil ettikten sonra Siirt’e geçmiş, orada üç yıl eğitim görerek ilmi icazetini almıştır. İcazet sonrası babasının medresesinde ders vermeye başlamış; aynı zamanda fıkıh, hadis ve tefsir başta olmak üzere birçok ilimde mütehassıs olan babasının yanında talebeliğe de devam etmiştir. Zamanla Mekke ve Medine’de kısa süreliğine ilim meclislerine iştirak etmiş, evvelce babasından görmüş olduğu ilimlerin bir kısmının icazetini orada bulunan ulemadan almıştır. Sultan Veled Özay evli ve 2 çocuk babası olup hâlen Hatay’ın Dörtyol ilçesinde ilim hizmetine devam etmektedir.
